Sağlık ve Doğal Terapiler Derneği
Daima sağlık, daima doğal
Dünya SPA pazarındaki hızlı gelişim ve değişimler farklı bileşenleri de beraberinde sürüklemektedir. Daha iyisini arayan müşteri profili ve daha iyisini vermek isteyen yönetim anlayışı, rekabetin sınırlarını son derece zorlamaktadır. Daha kaliteli ürün, daha kaliteli personel, daha kaliteli hizmet, daha doğal olan uygulama ve daha uygun konsept anlayışı… Elbette ki, bunlar doğru ve dürüstçe yapıldığı sürece güzel ve sevindirici gelişmeler olacaktır.
Ancak, her zaman güzel ve sevindirici gelişmelerin olmadığı da bir gerçektir.
Türkiye’de, son yıllarda özellikle sahil bölgelerinde SPA’ların gelişimi çok hızlı bir şekilde olmuştur. Öyle ki, Türkiye,SPA sayısı açısından Avrupa ülkelerini geride bırakmıştır, ancak, hizmet kalitesi açısından hala geridedir. Turizm sayesindeki hızlı büyüme, bir yandan sektörün olumlu yönde gelişmesine zemin hazırladığı gibi, olumsuz yönde ilerlemesine de zemin hazırlamıştır. Bu plansız ve bilinçsiz büyüme, özellikle kayıt dışı tesis, kayıt dışı personel, belgesiz ve eğitimsiz personel gibi, bazı sorunları da birlikte getirmiştir. Türkiye’deki SPA sektörü için genel sorunları kısaca aşağıdaki gibi görebiliriz.
Türkiye’deki Tek Eksik Kalite Belgesi mi?
Yukarıda belirtilen olumlu ve olumsuz gelişmelere paralel olarak, özellikle Türkiye SPA pazarından yararlanmak isteyen yurt dışı kaynaklı bazı kişi, kurum ve kuruluşlar vardır. Bunlar SPA merkezlerine “kalite belgesi” verme vaatleri ile amaçlarına ulaşmaya çalışmaktadırlar. Aslında bu, iyi bir gelişme olarak görünmektedir, ancak, soru işaretleri ile dolu sorunların olduğu da gözden kaçmamalıdır. Bir merkezin kalite belgesini, hak ederek alması kadar güzel bir olgu yoktur. Ancak, bunun mutlaka bir bedeli vardır. Elbette ki, bu belgeyi vermek için yüksek ücretler talep edilmektedir.
Buradan da gerçek amaçtan sapıldığı açıkça görülmektedir. Kimi kurumlar ise, gerçekten danışmanlık yaparak, gerekli eksikleri belirleyip tamamlama yoluna gitmekte ve hak edinceye kadar bu yolda çalışmaktadır. Ancak, kalite belgesi vermeyi vaat eden bazı kuruluşların yetkilileri ise tesise davet edilmekte ya da kendilerini davet ettirmektedirler. Burada birkaç günlüğüne ağırlandıktan sonra para karşılığında kalite belgesi verebilmektedirler. Bunun yanında denetlemeye gelen sözde bilir kişi/kişiler hiç SPA’da çalışmamışsa, uygulamaların ne olduğunu ve içeriğini yeterince bilmiyorsa, onlar için kalite belgesi verme olayı daha kolay ve basit bakacaktır.
Çünkü, sadece fiziki yapıya, duvarların rengine ve çevreye bakmakla yetineceklerdir. Acaba, olması gereken ya da istenen bu mudur? Yoksa, tesis yöneticileri gerçekten bunu mu istemektedir? Eğer tesis kriterleri ve standartları tam olarak uygun değilse ya da uygun hale getirilemiyorsa elbette basit yol tercih edilecektir. Bu biçimde, basit yoldan belgelendirilen bir SPA merkezine gerçekten “Kalite Belgelidir” diyebilir miyiz?
Bir SPA merkezi için sözü edilecek bir kalite varsa, o da hizmet kalitesidir. Hizmet kalitesini oluşturan bileşenleri bilmek gerekir. Bu hizmeti kim sunar, yetkileri ve yetkinlikleri nelerdir? SPA menüsünün merkeze uygunluğu, kapsamı, içeriği ve personelin bunu sunabilme yeterliliği var mıdır? Kullanılan ürünün kalitesi, onayı, belgesi ve geçerliliği nedir? Yönetimin bu konuda bilgisi, deneyimi, yeterliliği ve SPA yönetim tarzı nedir? Yönetim ve hizmet anlayışı, misafirin istek ve talepleri doğrultusunda mı, yoksa kendi istekleri doğrultusun da mı gidiyor?
Buna benzer birçok standardı, kalite belgesini vermeyi düşünen yetkili kişi/kişiler acaba tespit edebiliyor mu, edebiliyorsa eksiklikleri giderebilmesi için tesise gerekli eğitim ve danışmanlık hizmetini verebiliyor mu? Örneğin, en önemli standartlardan biri eğitimli, belgeli ve yeterli masaj terapistlerinin olmasıdır. Acaba, masaj yapacak personelin eğitimi ve belgesi yoksa, para karşılığında uydurma belge mi ayarlamayı düşünecek, yoksa profesyonel bir kuruluştan önce masaj eğitimini aldırıp, ardından başarılı olanlara belge aldırmayı mı düşünecektir?
Hamam, SPA ve Kalite Belgesi Çelişkisi
Hamam ya da Türk Hamamı; Türkiye’de ki herkes acaba ne kadar biliyor? Kaçımız Hamama gitmişizdir ve ortamı gerçekten yaşamışızdır? Hamam işletmecisi ya da çalışanlarından kaçımız, Hamamın geçmişini, kültürünü, mimari yapısındaki incelikleri ve içerisinde yapılabilen eşsiz uygulamaları tam anlamıyla doğru yapabiliyoruz. Hiç bilmeyenler olduğu gibi, eksik ve yanlış bilenler de vardır mutlaka. En önemlisi, adını bile doğru kullanmıyoruz. Kaç Hamam işletmecisi Hamamın adını doğru kullanabiliyor? Özel bir isim olan Hamam ya da Türk Hamamı adı yerine neden ısrarla Türkish Bath diyoruz. Bunun yerine Turkish Hamam diyemez miyiz?.
Eskiden sadece Hamam ya da Sauna denen merkezlere şimdilerde SPA merkezi deniliyor. Değişen nedir acaba? Elbette ki, her şey değişiyor, yeni uygulamalar ekleniyor ve yeni ürünler kullanılıyor. Ama, nedense Hamam yine eski tas ve eski Hamam olarak güzelliğini hep koruyor. Türkiye’de SPA diye bir sistem varsa, o da Hamamdır ve temeli Hamam üzerine kurulu bir sistem olduğu açıkça bilinmektedir. Türkiye’de bir SPA’dan söz etmek için öncelikle Hamamı düşünmek ve bilmek gerekir.
Anlaşıldığı üzere, henüz SPA sektöründe çalışanların bile tam anlamıyla bilemedikleri efsane bir geleneği, yabancı biri nasıl bilebilsin ki. Elbette, araştıran, okuyan ve ilgilenen kişi belli oranda öğrenebilir. Ama, çalışmadan ve deneyimi yaşamadan asla tam anlamıyla öğrenilemez. Yabancıya olan hayranlığımızdan olsa gerek, neredeyse Hamam konusunda bile yabancıyı kendimizden daha bilir kişi olarak görüyoruz. Bir de yetmiyormuş gibi, yabancı gelip para karşılığında Hamam olan bir SPA merkezine “Kalite Belgesi” verebilmektedir. Hamam hakkında hiçbir bilgisi ve kriteri yoksa, ancak Hamamı hiç sayarak bu tesise “Kalite Belgesi” verebilir. Koca Hamam nasıl olurda görmemezlikten gelinebilir. Hamam hakkında yeterince bilgisi, yetkisi ve deneyimi olmayan yabancı bir kişi ya da kurumun verdiği “Kalite Belgesi” ne kadar geçerli olabilir ki. Kesinlikle, Hamamı hiçe sayan bir zihniyetin verdiği belge kabul edilir olmamalı ve geçerli sayılmaması gerekir.
Türkiye’de, Avrupa’daki bazı kişi ve kuruluşlar tarafında belge verilmiş tesisler bulunmaktadır. Bu tesisler neredeyse herkes tarafından bilinmektedir. Sözde “Kalite Belgesi” verilmiş bu SPA merkezlerin birçok eksiği dışarıdan açıkça bilinmektedir, acaba buraya kalite belgesi veren sözde bilir kişiler bunun farkındalar mı, ya da merkez yönetimi bunun farkında mı?. Yabancıya kaptıracak parası çok olanlar para verebilir ve para karşılığında “sözde kalite belgesi” alabilir. Buna diyecek bir şey yoktur. Ancak, yolunacak tavuk da olmamak gerekir.
Kendimizin Farkında Olmak…
Farkında olmak, farkında olanlarla farkındalık yaratmak ve farklı olmak… Öncelikle kendimize inanmamız, dürüst olmamız ve birbirimize inanmamız gerekir.
Kısacası, Türkiye’deki asıl eksik kalite belgesi değildir. Maalesef bir tesise kalite belgesi asmakla o tesis kaliteli olmuyor. Kalite belgesinden önce, insan faktörünün en önemli sorun olduğu ortadadır. Çünkü, hizmeti sunan ve kaliteyi belirleyen de insandır ve insan faktörüdür.
Türkiye ve sektör adına iyi, kalıcı ve geleceğe yönelik işler yapmak isteyen kişiler, öncelikle kendi bireysel çıkarlarını bir tarafa bırakmalıdır. Bireysel çıkarlar toplumsal ve sektörel zararlar olarak hepimize geri dönecektir. Bazı şeyleri çok uzaklarda aramamıza gerek yoktur. Öncelikle yanımızda olan, sektörü iyi bilen, profesyonel kişi ve kuruluşların desteğini almayı düşünmek önemlidir. Gerekli ihtiyaçlar doğrultusunda kolayca ulaşılabilir, mutlaka profesyonel bir destekçi ve işbirlikçi yanınızda olmalıdır. Türkiye ve sektör adına hep en iyisini ilke edinen ve bu doğrultuda çalışan, Türkiye’de sektörün en kapsamlı profesyonel kuruluşu olan Masaj ve Doğal Terapiler Derneği, ihtiyaç duyduğunuz her konuda ve her zaman destek alabileceğiniz bir kuruluştur.
Doğru yatırım, doğru kararlar almakla başlar. Doğru kararlar almak için de profesyonel kişi ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde olmak gerekir. Meslek yaşantınızın size onur, gurur ve bol kazanç getirmesi dileklerimle.
Nihat Ayçeman, Sağlık ve Doğal Terapiler Derneği Başkanı